Romatizma teşhisi ‘nde laboratuvar bir test tek başına yeterli olmaz

Tek bir test sapasağlam birinde anormal sonuçlar verebildiği gibi hastalıklı kişilerde normal sonuçlar verebilir. Romatizma teşhisi ‘nde hemogram (kan sayımı), sedimantasyon oranı (sedim, eritrosit sedimentasyon hızı), Romatoid faktör (RF), ANA (antinükleer antikor), idrar tahlili, doku biyopsileri, aspirasyonlar ve röntgenler kullanılmaktadır.

Romatizma teşhisi için “Doktor kanıma baktı romatizma var dedi!” çok sıkça duyulan bir ifadedir

Halk arasında yaygın olarak söylenen ve “doktor kanıma bakıp sende romatizma var dedi” söylemi çoğu zaman gerçeği yansıtamaz. Romatizma tanısını koyarken yukarıdaki tahliller elbette çok önemli olabilir ancak esasen hastanın bir bütün olarak değerlendirilmesi, detaylı hikayesinin alınması, çok ayrıntılı fizik muayenesinin yapılması gerekmektedir.

Hekim hastasını dinlemeli, detaylıca muayene etmeli, en sonunda tahlillerle sonuca ulaşmalı

Günümüzde maalesef hekim muayeneden uzaklaşmaktadır. Bunda gerek uygulanan politikalar, gerekse hekimin bezginliği söz konusudur. Öte yandan gelişmiş tahlillerin keşfi ile hekim bunlardan yararlanıp teşhise gitmek istemektedir. Halbuki en iyi teşhis yolu hastanın şikayetlerinin sorgulanması ve detaylı bir muayene yapılmasıdır. Bunlar olmadan yapılacak tahliller çok fazla bir işe yaramaz.

Örneğin bel ağrısına çk çeşitli romatizmal hastalıklar neden olabilir.

Bel ağrısının teşhisinde düz grafi ve MR görüntüleme ülkemizde çok sık kullanılmaktadır. Ancak röntgen incelemesinde  bulunan kireçlenme ile bel ağrısı arasındaki ilişki zayıftır. Görüntülemede saptanan birçok hastalık (kireçlenme, omur kayması, ayrık omurga gibi) ile belirtiler arasında bir bağlantısı yoktur. MR görüntülemede şikayetsiz bel fıtığı saptanan kişi oranı %76’lara kadar çıkmaktadır (yani hiç şikayeti olmayanlarda yapılan MR’larda %78 oranında fıtık saptanmaktadır). MR görüntülemeye bakıp bel fıtığı ameliyatı yapılması bu yüzden çok anlamsızdır. Şikayeti olmayanlarda %76 oranında bel fıtığı saptanabiliyorsa, MRI ile cerrahi endikasyon koymak ne kadar doğrudur? Hemen her türlü bel ağrısında rutin lomber radyografi, ağrı ve fonksiyonel prognoza etkisizdir. Öte yandan hızlıca MR yapılmasıın direkt grafiye üstünlüğü yoktur sadece cerrahi oranını artırıcı etkisi vardır. Dünya’daki kılavuzlar (guideline) bel ağrısının erken döneminde (en az 1 ay) radyografik görüntülemenin karşısında yer almaktadır. Oysa ülkemizde daha bel ağrısı anamnezi bile alınmadan hastalar radyolojiye gönderilmektedir.

Hasta muayenesi esas olandır

Buradan da anlaşılacağı gibi aslında hasta muayenesi esas olandır. Hastayı muayene etmeden röntgen, kan vb. tahlilleri istemenin bir anlamı olamaz. Çoğu romatizmal hastalıkta da teşhis, muayene ile ve hastanın anlattıklarının iyi bir şekilde değerlendirilmesi ile konulur.

Bir cevap yazın